NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
الْمُسَيِّبِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ قَاتَلَ
اللَّهُ
الْيَهُودَ
اتَّخَذُوا
قُبُورَ
أَنْبِيَائِهِمْ
مَسَاجِدَ
Ebû Hureyre'den (rivayet
olunduğuna göre); Rasülullah (s.a.v.):
"Allah yahudilerin
canını alsın! Nebilerinin kabirlerini mescid edindiler." buyurmuştur.
İzah:
Buhârî, sala, cenâiz,
enbiya, megazi; Müslim, mesacid; Nesaî, mesacid, cenâiz; Darimî, sala; Muvatta
medine; Ahmed b. Hanbel I, 218, II, 260, 284, 285, 366,454,518, V, 184, 186,
204, VI, 34, 80, 121, 146, 229, 252.
Metinde geçen fiili
"canını alsın" yahutta "belasını versin, lanet etsin” manasında
kullanılmıştır.Lanet ise Allah'ın rahmetinden uzaklaştırmaktır.
Bu hadis-i şerif,
Müslim'in Sahihinde "Allah yahudilerle hristiyanlara la'net etsin.
Nebilerinin kabirlerini mescid yaptılar." şeklinde "lanet etsin"
tabiriyle ve yahudilerle birlikte hristiyanların da ismi zikredilerek rivayet
edilmiştir. Bazı hadis alimlerine göre, Rasûlü Zişan Efendimiz bâzan kabirleri
mescid yapanları lanetlerken yahudilerle hristiyanlan birlikte zikrettiği
halde bazan sadece yahudileri zikretmesinin sebebi, bu işi ilk defa yapanların
yahudiler olmasıdır. Binaenaleyh yahudiler daha zalim ve bu hususta daha
müfrittirler.
Alimlerden bazıları bu
hususta yahudilerle birlikte hristiyanlara da lanet buyurulmasını müşkil
saymışlardır. Çünkü Hz. İsa ile Nebiimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) arasında
hristiyanların başka Nebii yoktur.
İsa (a.s) ise diri
olarak göğe çekildiği için zaten kabri yoktur. Binaenaleyh bu mes'ele
müşkildir. Bazıları bu müşkili halletmek için, hristiyanların Hz. İsa'dan başka
bir takını Nebileri bulunduğunu, yalnız o Nebilerin mürsei olmadıklarını söylemişlerdir.
Fakat bu cevap tatminkâr görülmemiştir. Bazıları: "Hadisten murad:
Nebilerle onlara tabi olanların büyükleridir. Yalnız hadisde tabi olanlar
zikredilmemişdir" derler. Bu takdirde hadisin manâsı şöyle olur: *'Allah
yahudilerle, hristiyanlan rahmetinden ırak eylesin! Çünkü onlar Nebileri ile
onlara tabi olan bazı büyüklerin mezarlarını mescid ittihaz ettiler."
Müslim'in Cündeb tariki
ile rivayet ettiği son hadis de bu kavli te'yid etmektedir. Çünkü Cündeb
hadisinde: "Yahudilerle, hristiyanlar peygamberlerinin ve salihlerinin
kabirlerini mescid ittihaz ederlerdi." buyurulmuş-tur. Bu hususda daha
başka tevcih yapanlar da bulunmuştur.
Rasülullah (s.a.v.)'in:
"Nebilerinin kabirlerini mescid ittihaz etliler." buyurması mukadder
bir suale cevabıdır. Sanki: "Yahudilerle hristiyanlara lanet etmenin
sebebi nedir?" diye sorulmuş da, bu.cevabı vermişdir. Ravinin:
"Rasülullah (s.a.v.) ümmetini onların yaptıklarından sakındırmak
için" sözü dahi bu kabildendir. Yani sanki raviye: "Rasülullah
(s.a.v.)'in vefat ederken bu sözü söylemesinin hikmeti nedir?" diye
sorulmuş da bu cevabı vermiş gibidir.
Buradaki nehyin hikmeti
bu işin zamanla tedricen putperestlik halini alması veya ona benzemesi
endişesidir.
Nevevî diyor ki:
"Âlimler şunları söylemişlerdir:
Nebi (ş.a)'in kendi kabri ile başkalarının kabirlerini mescid ittihaz etmekden
nehy buyurması, kendisine ta'zim hususunda gösterilecek mübalağadan ve bu
sebeple vuku'a gelecek fitneden korktuğu içindir. Çünkü mübalağalı ta'zim çok
defa küfre müeddi olur. Nitekim geçmiş ümmetlerde hal böyle olmuştur.'
Müslümanlar çoğalıp da
Mescid-i Nebevî'nin büyütülmesine ihtiyaç görülünce ümmehat-ı mü'minin ve bu
meyanda Rasülullah (s.a.v.) ile iki yar-ı kadimi Ebû Bekir ve Ömer (r.a)'nın
kabirlerini ihtiva eden Hz. Aişe'nin odası dahi mescidin içinde kaldı. Bu hal
karşısında-ashab-ı kiram mezkur kabirlerin etrafına yüksek duvarlar çevirerek
kabirlerin mescidden görünmesini ve dolayısı ile avam tabakasının onlara karşı
dönerek namaz kılmalarını önlediler."[Davudoğlu Ahmed, Sahih-i Müslim,
III, 374-375.]